HASET


HASET

 

Sevgili dostlar,

Bu hafta sizlere kalbin en kötü hastalıklarından biri olan hasetten bahsetmek istiyorum. Sevgili peygamberimiz bu duygu hakkında bizleri şu şekilde uyarıyor. “Haset etmekten sakınınız. Biliniz ki, ateşin odunu yok ettiği gibi haset de iyilikleri yok eder.” (Ebû Dâvud/Edep/52) Yüce kitabımız Kur’an ise bizlere bu duygunun kişiyi inkâra götürdüğünü, hak ve hakikati görmesini engellediğini, gözünü ve gönlünü perdelediğini bildiriyor.

Haset duygusu kişide bir başkasının sahip olduğu fakat kendisinin sahip olmadığı bir şeyi elde edemediğinde yahut diğer kişinin bu şeye sahip olmasını istemediğinde ortaya çıkar. Burada bahsettiğimiz şey her şey olabilir. Bir eşya, bir imkân, zenginlik, saygınlık hatta mutluluk. Sosyal psikologlara göre haset acı verici bir duygudur ve kişide tek başına bulunmaz.  Ona birçok duygu eşlik eder.  Öfke, hayal kırıklığı, tiksinme, üzüntü,  alçaklık hissi,  kötü niyet,  suçluluk,  hayranlık,  içerleme,  kaygı özlem bu duygulardan bazılarıdır. Kişide haset duygusunun varlığından bahsedebilmek için kıyaslama yapılan kişinin o kimseden üstün olması, üstün olduğu alanın o kimsenin benlik algısında önemli bir yeri olması ve bu kimsenin yaş cinsiyet ve meslek gibi alanlarda haset eden kimseye yakın olması gerekir. Kısacası bu kişi bize ne kadar çok benziyorsa hissettiğimiz haset duygusu o kadar yoğundur. Bencillik düzeyi yüksek kimselerde bu durum diğerlerinin sahip olduklarını yok etme isteği doğurur. İşte tamda bu sebepten Rabbimiz bizlere ‘’…haset ettiği zaman hasetçinin kötülüğünden, sabah aydınlığının Rabbine sığınırım."(Nas Suresi) diyerek haset edenin, haset ettiğinde yapabileceği kötülüklerden kendisine sığınmamızı tavsiye ediyor.

Haset bütün semavi dinlerde yerilmiş bir duygudur. Günümüz Hristiyanlık inancında yedi büyük günahtan biridir. Yine bir tür ruh hastalığı kabul edilen haset duygusu insan tabiatındaki bencillik eğiliminden, dolayısıyla başkalarının kendisinden daha üstün durumda olmasına tahammül edememesinden kaynaklanıyor. Çoğu zamanda sahip olamadıkları ona aşağı olma hissi verdiğinden savunma psikolojisi ile haset ettiği kişinin sahip olduklarını aşağı görme, değersizleştirme yoluna gidiyor.

Kibir ve riya haset kavramına en yakın kavaramlardır. Kibirli kimse başkasının kendisinden üstün olmasını kabullenemez. Kibrin olduğu yerde haset, hasedin olduğu yerde de kibir vardır. Nitekim hem yeryüzünün hem gökyüzünün şahit olduğu ilk günahların müsebbibi hep bu iki duygudur. Hepimizin bildiği gibi iblisi melek seviyesinden indirip lanetlenmiş şeytan yapan, Hz. Âdem’e karşı hissettiği kibir ve haset duygusudur. Yine yeryüzüne ilk kardeş kanını döken Kabil’e bu korkunç günahı işleten duygu da haset ve kibirdir. Yine biliyoruz ki Yahudiler peygamber efendimizin gerçek bir peygamber olduğunu bilmelerine rağmen haset ve kibirleri yüzünden ona iman etmemişler hatta onu öldürmeye teşebbüs etmişlerdir.

Haset insanın tabiatında daima potansiyel olarak var olan bir duygudur. Ancak bu duyguyu doğru şekilde yönetmek yine insanın iradesi kapsamındadır. Kişi haset ve kıskançlık gibi odağında kişiyi barındıran olumsuz duygularını, gıpta gibi odağına sahip olunmak istenen nesneyi alan olumlu bir duyguya çevirebiliyorsa hem bu dünyada hem de ahirette kazananlardan olur.  Kur’an’ın bize öğrettiği ilim amel ve ahlak ile akıl ve irademizi kullanarak her türlü kötü duyguyu yenmek mümkündür.

Etiketler:


Bir Yorum Yaz




Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.